Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, en temel taleplerinin,"kendilerini giderek yok eden kuralsızlığın giderilmesi" olduğunu belirterek,"Dünyanın hiçbir yerinde, 200 milyar dolarlık perakende sektörü böyle başıboş gezmiyor" dedi.
TESK tarafından düzenlenen 'Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın beşincisi, İzmir'in Çeşme ilçesinde yapıldı. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada Palandöken, sıkıntı içindeki esnaf ve sanatkarın, ne krizi çıkaran ne de krizin çıkmasından medet uman kesim olduğunu söyledi.
Esnaf ve sanatkarların, Anayasa'nın 173. maddesi gereği koruma altında olması gerekirken, yıllarca yapılan yanlışlar neticesinde artık neredeyse " Güneşimi kesme, başka ihsan istemez " noktasına geldiğini savunan Palandöken, şunları kaydetti: " Çünkü esnaf ve sanatkar, artık değişen ve gelişen toplumda, kuralsızlıkla birlikte 1996 yılından bugüne kadar giderek küçüldü. Hem sermayesi hem de çalışma alanları daraltıldı. Bir taraftan haksız rekabet, bir taraftan gelişmiş ülkelerin ülkemizdeki acımasızca rekabeti ve bununla birlikte, yasaların zamanında çıkmayışından en büyük zararı gördük. Bugün birilerine göre Türkiye çok iyi noktadadır. Birilerine göre Türkiye, kalkınmakta olan ülkeler arasında küçümsenemeyecek bir ekonomik büyüklüğe sahip. Bu söylendiği zaman, acaba biz mi yanlış telaffuz ediyoruz veya bize mi sıkıntıların önemli bölümü yükleniyor diye düşünmeden edemiyorum. Dünyanın 17. büyük ekonomisine sahibiz. Avrupa içinde de 6. büyük ekonomisine. Ancak o ülkelerde, esnaf ve sanatkar niteliğindekiler korunmakta, kural koyulmakta, haksız rekabete ezdirilmemekte ama ülkemizde esnaf sanatkar sanki kendisini yenileyemeyen, bu toplumda katma değer yaratmayan bir kesim."
-"KURAL KOYUN, HAKSIZ REKABETİ ÖNLEYİN"-
Palandöken, ülkenin bugün içinde bulunduğu 'ince çizgide' esnaf ve sanatkarlar olarak tüm sıkıntıları hep birlikte yaşadıklarını ve sürekli küçüldüklerini belirterek, şöyle devam etti:"Biz, 'Türkiye'deki yabancı sermayeye hayır. Bizden başka kesimin sorunlarını öteleyin' demiyoruz. Esnaf ve sanatkarlar için üç şey istiyoruz ve bu üç temel haktan vazgeçmeyiz. Bunlardan birincisi kural koyun. Dünyanın hiçbir yerinde, 200 milyar dolarlık perakende sektörü böyle başıboş gezmiyor. Her önüne gelen, 'sen yapıyorsun ben de yaparım' deme şansına sahip değil. İkincisi haksız rekabetin ortadan kalkması lazım. Vatandaşın esnaf ve sanatkara olan güveninin yenilenmesi lazım. Dolayısıyla üçüncü olarak, bir kurallar ülkesi olan, üniter devlet yapısına sahip olan ülkemizde, artık sosyal adalette eşitlik olmalı. 'Biri yer biri bakar' mantığının, iki sınıfa ayrılmanın sıkıntısını bu ülke çeker. İşte ülkemizdeki ekonomik sıkıntıların da en büyük nedeni, sosyal katmanlar arasındaki gelir dağlımı farklılıklarıdır. Bugün artık orta sınıf bitti. Ya var olacaksın ya yok alacaksın; var olduğun zaman her şey senin."
-KAYIT DIŞI EKONOMİ VE ESNAF-
Palandöken, var olma mücadelesi veren ve geçim sıkıntısı çeken esnafın, kazanmadığı paranın bedelini ödemeye zorlandığını, bu nedenle de kendi geleceklerinin teminatı olan sosyal güvenlik primlerini bile yatıramaz durumda olduklarını savundu.
Bunun sonucunda her 3-4 yılda bir yetkililerden "prim affı" istemek durumunda kaldıklarını anlatan Palandöken, şöyle konuştu:"Prim ödeyemiyoruz deyince, 'kayıt dışı ekonominin kaynağı esnaf sanatkar' diyorlar. Vergi vermeyen kesim, esnaf sanatkar sanılıyor, ama şu görkemli binaların bile vergi matrahlarına baktığınızda gülersiniz. Bizden başka da vergi veren yok. Türkiye'de zaten toplanan vergilerin tamamının 17 katrilyon lirası kurumlar vergisi. Diğerleri dolaylı vergi ve sizin verginiz. Düşünün bizim taksici, kamyoncu, minibüsçü esnafımızın dolaylı vergisini. Sadece aracına koyduğu benzinden mazottan, yüzde 70'inin üstü vergi. Nasıl vergi verilmiyor? Hani esnaf vergi vermiyordu? Düşünün ortalama 500 lira sosyal güvenlik primi veriyorsunuz. Yılda 6 bin lira. Sermayeniz ne sizin? 10 bin lira. O zaman sorsunlar, nasıl geçiniyorsunuz, bunun 6 binini sosyal güvenlik primi olarak devlete veriyorsunuz? Ne yiyorsunuz ne içiyorsunuz?" Prim borçlarına uygulanan faiz miktarının yüksekliğinden de şikayet eden Palandöken,"Enflasyon tek haneli, faizler tek haneli. Ama ödeyemediğimiz prim borcunun faizi çift haneli; hem de yüzde 30'larda. Hani enflasyon, faiz yüzde 7-6'ydı ? Yüzde 30 olur mu ? O zaman bunda bir yanlışlık var diye sonunda biraz gerilere çekildi ama yeterli değil" diye konuştu. Palandöken, esnaf ve sanatkarın gün geçtikçe sayısının azaldığını, çalışma alanlarının daraldığını ve kredi kooperatiflerinin dahi koşullarını yerine getiremediği için finansman imkanına ulaşamaz hale geldiğini kaydetti.