İş Sağlığı ve Güvenliği

 Küçük İşletmelerde İş Sağlığı ve Güvenliği

Ülkemizde iş kazalarının % 40’ı 1-3 kişi çalıştıran işletmelerde, % 73’ü ise 1-50 kişi çalıştıran işletmelerde meydana gelmektedir. İş kazalarının yarısı 1 yıldan daha az süredir çalışan işçilerde görülmektedir. İş kazalarının % 73’ü 14-35 yaş grubunda görülmektedir. Bu veriler iş kazaları ve meslek hastalıklarını önleme amacıyla yapılacak çalışmalarda genç işçileri ve küçük ve orta ölçekli işletmeleri öncelikli gruplar olarak ele almanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda TESK Çalışmaları

Ülkemizde küçük işletmelerin bağlı olduğu örgüt Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonudur. TESK, yaklaşık 2 milyon esnaf ve sanatkar üyesiyle, her ilde bulunan 82 esnaf ve sanatkarlar odaları birliği, tüm meslek dallarında kurulmuş 3025 odası ve 13 mesleki federasyonu ile ülkemizin en geniş örgütlenme ağına sahip meslek kuruluşudur. Esnaf ve sanatkar kesimini ilgilendiren her konuda çalışma yapan TESK, esnaf ve sanatkar kesiminde iş  sağlığı ve güvenliği konusunda yaşanan sorunlar ile de yakından  ilgilenmektedir.

Ülkemizde istenilen düzeyde etkin bir iş sağlığı ve iş güvenliği sistemi, tüm tarafların bu konunun önemini kavramaları ile kurulabilecektir. Bir işveren kendi işletmesinin bünyesinde iş güvenliğinin gerektirdiği düzenlemeleri yerleştirmeyi arzu etmiyorsa; bu yöndeki yasalar, tüzükler, denetim ve önerilerinin ancak bir dereceye kadar etkisi olacaktır. Tarafların iş güvenliğine ilişkin önlemleri almaları halinde, sağlayacakları  ekonomik ve sosyal yararlar ile meslek hastalığı ve iş kazalarından kaynaklanan maliyetleri bilmeleri bu konuya daha fazla eğilmelerini sağlayacaktır. Bu da eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına daha fazla önem verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Ülkemizde küçük işletmelerde bu konuda yaşanan sorunların en önemli nedeninin bilgisizlikten kaynaklandığı düşüncesinden hareketle, Konfederasyonumuzca özellikle son yıllarda eğitime ve denetime ağırlık verilmeye başlanmıştır. Konfederasyonumuz 1991 yılında teşkilat kanununda yaptığı değişikliklerde mesleki eğitim konusunda önemli yetki ve sorumluluklar üstlenmiştir. Yapılan değişikliklerden biri ile, TESK’e bağlı işletmelerde mesleki eğitim gören çırak ve kalfaların mevzuata uygun eğitim almaları ve iş sağlığı ve güvenliği konusunda korunmalarını amaçlayan bir denetim ve danışmanlık sistemi kurulmuştur. Sistemin ülke düzeyinde etkili ve bir örnek uygulanması amacıyla çeşitli projeler yürütülmüştür. 1995 yılından bu yana Uluslar arası Çalışma Örgütü ile birlikte yürütülen projelerde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri ile işbirliği yapılmış ve bunun büyük yararları görülmüştür. Yapılan çalışmalarda işletmelere ceza veren değil, bilgilendiren ve yol gösteren teftişin çok daha yararlı olacağı tespit edildi. Bu çerçevede küçük işletmelerin, iş güvenliği önlemleri ve işçi sağlığı açısından işyeri riskleri konusunda bilgilendirildikleri takdirde bu önlemleri almak konusunda çok daha duyarlı davranacakları düşünülmektedir.

Bakanlık bünyesinde bulunan iş müfettişlerinin ülkemizdeki tüm işletmeleri denetlemesi imkansızdır. İşyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği açısından denetlenmesi konusunda farklı alternatiflerin gündeme getirilmesinin gerekliliği ortadadır. Bu konuda meslek kuruluşlarına da önemli görevler düştüğünün bilinciyle Konfederasyonumuzca yeni bir denetim modeli oluşturulmuştur.Yapılan değişiklik ile getirilen işyeri denetleme ve danışmanlık grubu modeli, devlet dışı bir kuruluşun kendi üyelerini denetlemek amacıyla iç bünyesinde kurduğu ilk denetim birimi modelidir.

İDDG’ler hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse; İşyerinde verilen pratik eğitimin niteliğini yükseltmek ve bu konuda işyerlerine danışmanlık hizmeti vermek amacıyla oda, birlik ve Konfederasyon bünyesinde işyeri denetleme ve danışmanlık grupları kurulmuştur. İDDG’lerin görevi, bağlı işyerlerinin mesleki eğitim açısından pratik eğitime uygunluğunu denetlemek ve bu denetlemeler esnasında bu işyerlerine danışmanlık hizmeti götürmektir.

Özellikle esnaf ve sanatkar işletmelerinde çırak ve kalfa olarak çalışan gençlerin sağlıklı ve güvenilir işyeri ortamında çalışmalarını ve daha iyi bir mesleki eğitim almalarını hedefleyen İDDG sistemi, bu işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması ve bu konuda işverenlerin bilgilendirilmesi açısından son derece uygun bir yapıya sahiptir. Bu gruplarda görevli olanlar oda üyesi olan işverenlerdir. Tabi ki bu kişilerin bir müfettişin denetim yapma bilgi ve birikimine sahip olması beklenemez. Ancak bu gruplar işyerlerini denetlerken aynı zamanda temel iş sağlığı ve güvenliği bilgilerini verme ve işverenleri yönlendirme açısından önemli görevler üstlenebilirler.

Konfederasyonumuzun kurduğu bu sistem Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından ilgiye değer bulunmuş ve çalışmalarımız ILO tarafından  desteklenmiştir. Yapılan proje faaliyetlerinde Bakanlık iş müfettişleri ile birlikte çalışılmış ve bu çalışmanın büyük yararı görülmüştür. Bu işbirliğinin yaygınlaştırılmasının küçük işletmelerdeki iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaşanan sorunların çözümüne büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. 


TESK ÖNERİLERİ

1. Etkin bir iş sağlığı ve güvenliği sistemi, tüm tarafların konunun önemini kavramaları ve uyum içinde koordineli çalışmaları ile kurulabilir. Özellikle işverenin bu önlemleri işyerlerinde uyguladıkları zaman elde edecekleri ekonomik ve sosyal yararları ve meydana gelebilecek kaza ve hastalıkların kendilerine olan maliyetini bilmeleri konuya olan ilgilerini arttıracaktır. Bu bilgiyi işverene ceza veren müfettiş tarafından değil, işverenle arkadaş olan ve bilgi vererek işvereni yönlendiren müfettiş vermelidir. Ülkemizde meydana gelen iş kazalarının % 90’ının önlenebilecek kazalar olması, yani kaza nedeninin insan ihmalinden kaynaklanan kazalar olması eğitime verilmesi gereken önemi ortaya koymaktadır. İş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim denildiğinde alınması gereken bir diğer önlem, geleceğin küçük işletmecileri olacak çırak öğrencilere eğitimleri esnasında bu konuda daha yoğun eğitim verilmesi olmalıdır.

2. Ülkemizdeki işgücü potansiyelinin değerlendirilmesi, mesleki eğitim yoluyla işgücünün niteliğinin artırılması, istihdamın geliştirilmesi ve iş güvenliği açısından meslek standartlarının büyük önem taşıdığı açıktır. Meslek standartları sisteminin kurulabilmesi amacıyla son 10 yıldır bir çok çalışma ve proje yürütülmüştür. Bu çalışmalarını sürdürebilmesi, kurumsallaştırılabilmesi için bir meslek standartları kurumunun gereği ve önemi açıktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından bu konuda çalışmalara başlanılmıştır. Kanun Tasarısı Taslağına Konfederasyonumuzun da dahil olduğu sosyal tarafların görüşleri alınarak  son şekli verilmiştir.Bu yasa bir an önce çıkarılmalı ve Meslek Standartları Kurumu bir an önce kurulmalıdır.

3. Ülkemizde özellikle sanayi sektöründe faaliyet gösteren küçük işletmeler küçük sanayi sitesi (KSS) denilen ve genellikle şehir dışında kurulan iş sitelerinde toplu halde çalışmaktadır. Halen 313 adet sanayi sitesi faaliyettedir ve bu sitelerde yaklaşık 80 bin işyeri bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorunların çözümünde önemli bir çıkış noktası da bu siteler olmalıdır.

Sağlıklı bir çalışma ortamının yaratılması için kamu, özel ve yerel kuruluşların işbirliği gerekmektedir. Ancak bu kuruluşlar arasındaki iletişim eksikliğinden kaynaklanan sorunların sıkıntılarını işverenler çekmektedir. KSS’in kuruluş aşamasında iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, bu önlemleri almayan işyerlerine çalışma izni verilmemesi gerekirken sitelerin kuruluşu bir bakanlık tarafından, ruhsatlandırılması yerel idare tarafından, denetimi ise bir başka bakanlık tarafından yapılmaktadır. Kuruluşlar arasındaki koordinasyon eksikliğinin giderilmesi işverenlerin en önemli isteklerinden biridir. Ayrıca bu siteler hem çalışanları hem de işverenleri eğitmek amacıyla kullanılabilir. Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili meslek kuruluşu  ile işbirliği yapılarak kurulacak olan eğitim merkezleri, bu konudaki büyük bir eksikliği giderecektir.