PALANDÖKEN: "YENİ PAKETTE DE UNUTULDUK"
Hükümet tarafından açıklanan son paketi değerlendiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Talebin arttırılmasına yönelik önlemler otomotiv, beyaz eşya ve konut sektörüyle sınırlı tutulmuştur. Piyasaların likidite sıkıntısı yalnızca bu üç sektöre verilen destekle çözümlenemeyecek boyutlardadır” dedi.
“ÇALIŞANLARA ALIŞVERİŞ ÇEKİ ÖDEME GÜNDEME ALINMALI”
Ekonomik krizin olumsuz etkilerinin hafifletilmesi için Hükümetçe açıklanan ve 9 önlem içeren 4’üncü çözüm paketinin, beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken yaptığı yazılı açıklamada, “Talebin arttırılmasına yönelik önlemler otomotiv, beyaz eşya ve konut sektörüyle sınırlı tutulmuştur. Piyasaların likidite sıkıntısı yalnızca bu üç sektöre verilen destekle çözümlenemeyecek boyutlardadır. Önlemler paketinin hazırlık çalışmaları sırasında dile getirilen ancak pakete dahil edilmeyen çalışanlara nakit veya alışveriş çeki verilmesi kararı tekrar gündeme alınmalıdır. Böyle bir desteğin açıklanan paketteki gibi yalnızca üç sektörü değil tüm mal ve hizmet piyasalarını hareketlendireceği, ekonomik bir gerçek olarak ortadadır. Bu konunun Hükümet yetkililerince yeniden düşünülmesini öneriyoruz ve çalışanlara verilecek böyle bir desteğin etkili ve başarılı olabilmesi için 2 milyonluk esnaf-sanatkarlar kesimi olarak bizlerde her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu kamuoyumuzun bilgilerine sunmak istiyoruz” diye konuştu.
“ÖTV SIFIRLANMALI”
Krizin olumsuz etkilerini en fazla yaşayan sosyal kesimin esnaflar olarak kendileri olduğunun altını çizen Bendevi Palandöken, “Bu krizin biran evvel atlatılabilmesi için üzerimize düşen her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız, yeter ki hükümetimizin uygulamaya koyduğu önlemler paketinde dar gelirli toplumsal kesimlerin sorunlarını çözümleyici politikalara da yer verilsin. Şurası unutulmamalıdır ki; iki üç sektörle sınırlı önlemlerle krize karşı mücadelede başarı sağlanamaz. Başarı ancak, geniş ekonomik ve toplumsal kesimleri kapsamına alan önlemlerin uygulanmasıyla mümkündür. Kaldıki, açıklanan paketdeki önlemler de yeterli değildir. Nitekim, otomotivde yapılan indirim, talepte ciddi bir artış sağlamayacak orandadır. Özellikle 1.600 cm3’ün altındaki araçlarda ÖTV’nin tamamen sıfırlanması halinde artan talep artışıyla bu araçlardan alınacak KDV’nin daha fazla artacaktır. Otomotivde verginin vergisi olduğu için 1.600cm3’ün altındaki araçlarda yüzde 37 olan ÖTV oranına KDV de eklenince toplam vergi yükü yüzde 61.66’yı bulmaktadır. ÖTV oranının yüzde 18’e indirilmesiyle toplam vergi yükü 39,24’e düşmektedir. Bu da çıplak satış fiyatı 20.000 TL olan bir aracın vergi dahil satış fiyatının 32 bin TL’den 28 bin TL’ye düşmesi demektir. Oysa ÖTV sıfırlanırsa 8.400 TL’lik bir indirim olur, talep de ancak bu şekilde canlanır” şeklinde konuştu.
Otomotiv sektöründe işçi çıkartmaların artmasıyla devletin vergi gelirleri azaldığı gibi işsizlik sigortasından dolayı üstüne bir de ödeme yapıldığını söyleyen Palandöken, ÖTV oranının sıfırlanması halinde, devletin, almaktan vazgeçtiği ÖTV’den daha fazla KDV ve Kurumlar Vergisi tahsil edeceğinin altını çizdi.