Palandöken’in Başbakan Yardımcısı Babacan’ın 09.07.2009 Tarihindeki Ziyaretine İlişkin Konuşma Metni
Esnaf ve sanatkarlar; ülkemizin ekonomik ve toplumsal hayatında vazgeçilmez öneme sahiptir. Ülkemizde; ekonomik ve sosyal kalkınmanın dengeli biçimde sağlanması, dağıtılması ve sürdürülmesine yaptıkları katkı, işsizliğin azaltılması ve yeni istihdam alanlarının yaratılmasında oynadıkları rol ve piyasa koşullarında meydana gelen değişmelere hızlı uyum sağlayabilen esnek yapıları esnaf ve sanatkarları ekonomik, toplumsal ve sosyal yönlerden vazgeçilmez konuma taşımaktadır.
Esnaf ve sanatkar istikrarlı bir ekonomik ve siyasi ortamda yaşar. Esnafın sayısal olarak yaygın olduğu ülkelerde gelir dağılımı dengelidir, bölgeler arasında gelişmişlik farkları azdır. Yeni esnaf işletmelerinin açılmasıyla ekonomi canlanır. Esnaf istihdam yaratır, işsizliğe çare olur, nitelikli işgücünü işyeri ortamında yetiştirir, ülkenin nitelikli insan kaynağı ihtiyacının karşılanmasına katkı verir. Krizin başladığı Eylül 2009 ayından bu yana 115.000’e yakın esnaf ve sanatkar işletmesi açılmıştır. Devlet ya da herhangi bir büyük işletme bu kadar istihdam alanı yaratamamıştır.
Esnaf ve sanatkarlar yalnız ekonomik bir kesim değildir. Esnaf camiası ekonomik olmaktan öteye bu ülkenin sosyal ve toplumsal barışının sigortasıdır. Eğer toplum huzur içinde değilse, gelir tabana yayılmıyorsa o ülkede ekonomik tabloların çok iyi olması bir anlam ifade etmez.
Hükümetlerin esnafın yalnızca ekonomiye katkısını gözönüne alması, istihdama ve toplumsal ve sosyal istikrara yaptığı katkıyı görmezden gelmesi uygulanan politikalardan istenen sonucun elde edilmesine engel olmaktadır.
Hükümetin getireceği teşvikler, destekler, iyileştirmeler ne kadar geniş bir kesime yansırsa o kadar büyük başarı elde edilir, istenen sonuca o kadar kolay ulaşılabilir, gelir dağılımının adaletli olmasına o kadar büyük katkı sağlanabilir. 2 milyon esnaf, yanlarında çalışanlar ve aileleri ile birlikte bu ülkenin yaklaşık beşte birini oluşturmaktadır. Bu sayısal büyüklük, esnafın her türlü düzenlemede mutlaka göz önüne alınması gereken bir camia olduğunu açıkça göstermektedir.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler, ülkemizdeki işletmelerin %99,9’unu oluşturmakta, istihdamdaki payları %81, katma değerdeki payları %59 olarak hesaplanmaktadır. KOBİ’ler yatırımların %62’sini, ihracatın %26’sını gerçekleştirmektedir. KOBİ tanımı içinde yer alan işletmelerin %96,5’i ise mikro ölçekli işletme olarak adlandırılan 1-9 kişinin çalıştığı işletmelerdir. Bu işletmelerin çok büyük çoğunluğu Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) çatısı altında örgütlenen esnaf ve sanatkarlardır.
TESK;
-
491 meslek dalında 1.922.479 esnaf ve sanatkar üyesi olan,
-
bu esnafların ilçe merkezlerinde bir araya gelerek oluşturdukları 3.130 esnaf ve sanatkar odası,
-
illerde örgütlenen 82 esnaf ve sanatkarlar odaları birliği,
-
Ankara’da bulunan 13 mesleki federasyonu ile
ülkemizin en yaygın örgütlenme ağına sahip, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu ile kurulmuş, yetki ve sorumluluklarının çerçevesi kuruluş kanunuyla çizilmiş, üyeliğin zorunlu olduğu, kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşudur.
Esnaf ve sanatkar camiası, yanlarında çalışanlar ve aileleri ile birlikte ülkemizin neredeyse beşte birini oluşturmaktadır.
Bu kadar önemli bir kesim ne yazık ki ihmal edilmekte, önemi yeterince anlaşılamamaktadır. Esnaf bugün çok sayıda sorunla boğuşmaktadır. Bir yanda haksız rekabet, bir yanda büyükler kadar teşvik ve desteklerden yararlanamamak, öte yandan krizler esnafı can çekişir hale getirmiştir.
Ama unutulmamalıdır ki, esnaf kesimi daha fazla zarar görürse bu ülkenin ortadireği yıkılma tehlikesi yaşayacaktır. Bu tehlike, yalnız esnafı değil, tüm ülkeyi yakından ilgilendirmektedir. Çünkü bu kadar büyük bir camianın yaşayacakları ülkenin genelini elbette etkileyecektir. Esnafın bir an önce hayata döndürülmesi, ekonomiye kazandırılması şarttır.
Esnafa destek verilmesi, toplumun her kesimine destek verilmesi demektir. Esnafa sağlanacak her türlü teşvik Devlete ve ekonomiye çok hızlı şekilde geri dönecektir.
Esnaf ve sanatkarların sorunları ve Hükümetimizden beklentilerini kısaca özetlemek gerekirse;
1- KOSGEB DESTEKLERİ
KOSGEB Kanunu Mayıs 2009’da değişmiştir. Esnafın özlemle beklediği üzere KOSGEB artık hizmet sektörüne de destek verebilecektir.
Hizmet sektöründeki esnaf KOSGEB tarafından verilecek faizsiz krediyi beklemektedir.
Bakanlar Kurulu Kararı bir an önce çıkarılmalı ve esnafa faizsiz kredi desteği sağlanmalıdır. Hükümet tarafından faizsiz kredi desteği için yeterli kaynak ayrılmalıdır.
2- VERGİ VE SOSYAL GÜVENLİK PRİM BORÇLARININ YENİDEN YAPILANDIRILMASI
Esnaf ve sanatkarlar, krizin de etkisiyle vergi ve sosyal güvenlik prim borçları altında ezilmektedir.
Bu borçlara uygulanan gecikme zammı oranı%30’dur.
Vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarının yeniden yapılandırılması acil ihtiyaç haline gelmiştir.
Esnaf ve sanatkarların birikmiş vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarının gecikme faizleri; enflasyon oranı esas alınarak yeniden yapılandırılmalıdır.
Esnaf ve sanatkarlar bu borçları 36 aydan az olmamak üzere belirlenecek vadelerle geri ödeyebilmelidir.
3- ESNAF VE SANATKARLAR İÇİN DESTEK VE TEŞVİK PAKETİ
Küresel mali krizden en fazla etkilenen kesim esnaf ve sanatkarlardır. Tüketimin azalması sonucunda daralan iş hacmi esnafın işyerini ayakta tutmasını imkansız hale getirecek boyuta ulaşmıştır. Bugün esnafın en önemli sorunu iş yapamamaktır.
Hükümet tarafından krizin başlangıcından bu yana açıklanan destek ve teşvik paketlerinden esnaf ve sanatkarlarımız umduklarını bulamamışlardır. Destek ve teşvikler büyük yatırımlara verilmiş, doğrudan esnafa yansıyan hiçbir teşvik hayata geçirilmemiştir.
Ülke ekonomisinin canlandırılması için esnaf ve sanatkarlara özel teşvik ve destek paketi hazırlanmalıdır.
Yeni teşvik paketinde esnaf ve sanatkarlar için;
-
Yeni işyeri açacak esnaf ve sanatkarlara 5 yıl süreyle vergi indirimi,
-
Nakliyeci esnafına indirimli akaryakıt,
-
Şoför esnafına bir kereye mahsus KDV ve ÖTV alınmadan araçlarını yenileme imkanı,
-
Esnafın yanında çalışanların sosyal güvenlik primlerinde indirim,
-
Kalfaların sigorta primlerinin Devlet tarafından karşılanması,
-
Enerji fiyatlarında indirime gidilmesi,
-
T. Halk Bankası tarafından kullandırılan esnaf kredilerinde değişik alternatifler getirilmesi, kredilerin % 0’dan başlayan faizlerle çeşitlendirilmesi
gibi doğrudan esnafı hedef alan destek ve teşvikler yer almalıdır.
4- PERAKENDE SEKTÖRÜNDEKİ HAKSIZ REKABET
Esnaf ve sanatkârlarımızın en önemli sorunlarından biri, perakende sektöründeki haksız ve insafsız rekabet ortamıdır. Perakende sektöründeki kuralsızlıktan beslenen haksız rekabet çok sayıda esnaf ve sanatkar meslek dalını olumsuz etkilemekte, esnaf ve sanatkar işyerlerinin kapanmasına neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, sektör için çalışma kurallarının konulmaması, küçük esnafı yok olma sürecine sokmaktadır.
Büyük alışveriş merkezleri, ülkemizin hemen tüm illerinde bugün mahalle aralarına kadar girmiştir. Bu merkezlerin neden olduğu haksız rekabetin önlenmesi için; perakende sektörünün kurallarını koyacak olan yasal düzenleme yapılmalı, büyük mağazaların kent merkezlerinde kurulmaları ve faaliyet göstermeleri önlenmeli, çalışma süreleri sınırlandırılmalıdır.
5- İŞYERİ AÇMAYA SINIRLANDIRMA GETİRİLMESİ
Hiçbir planlamaya dayanmadan gelişigüzel açılan işyerleri kısa süre içinde kapanmakta, bu durumdan hem kendileri zarar görmekte hem de o bölgede var olan işletmelerin karlılığını azaltmaktadır. Kapatılan her işyeri yalnız esnafın zararı değil, milli servetin kaybedilmesi demektir.
İşyerlerinin gelişigüzel açılmasının önüne geçilmelidir. Esnaf ve sanatkarların açacakları işyerlerinin ruhsatları meslek kuruluşlarınca verilmeli, işyeri açmak kurala bağlanmalıdır.
6- SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİNİN YÜKSEKLİĞİ
Sosyal güvenlik kapsamında Mayıs 2009 tarihi itibariyle 2.200.412 bağımsız çalışan (4/b) sigortalı mevcut olup, bu sigortalıların yaklaşık 1.500.000’i esnaf ve sanatkarlardır.
Esnaf ve sanatkarlarımız ortalama ayda 300-400.-TL arasında prim ödemektedirler. Ödenen prim yılda ortalama 4.800 TL’yi bulmaktadır. Sermayesi 10-15 bin lira arasında değişen esnaf ve sanatkarlarımız için bu yüksek bir maliyettir.
Yine Mayıs/2009 tarihi itibariyle Kuruma, kısmen prim ödeyen sigortalı sayısı 951.760, hiç prim ödeyemeyenlerin sayısı ise 442.712’dir. Bu sonuçlar esnaf ve sanatkarlarımızın primlerini ödemekte zorlandığını açıkça göstermektedir.
Esnaf ve sanatkarlarımız kendi primlerinin yanı sıra yanlarında çalışanlarında primi ödemek zorunda olduklarından çift taraflı prim yükü altında ezilmektedirler.
Bu nedenle, sosyal güvenlik prim oranları düşürülmelidir.
7- SİGARA YASAĞI
19 Ocak 2008 tarihli “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” gereğince 19 Temmuz 2009 tarihinden itibaren lokantalar ile kahvehane,kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmelerde tütün tüketilemeyecektir. Bu sektörde yer alan esnaf ve sanatkarlarımız bu yasak nedeniyle ciddi bir mağduriyet içine düşeceklerdir.
Söz konusu düzenleme tekrar ele alınmalı, esnaf ve sanatkarlarımızın mağdur olmamaları açısından, bu gibi yerlerde tütün ve tütün mamullerinin içilebilmesi için ayrı bir yer tahsis edilmek suretiyle uygulama yapılması sağlanmalıdır. Ayrıca, uyum sağlanması ve gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi açısından fiili uygulama daha ileri bir tarihe ertelenmelidir.
8- KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ HAKSIZ REKABETİ
Bazı kamu kurum ve kuruluşları, kendi mensupları ve bunların dışındaki kişilere gıda, konaklama ve benzeri alanlarda hizmet vermektedirler. Devlet ticari hayatın içine girerek ve birçok imkanı kullanarak (ucuz işçilik, arazi, elektrik-su, vergi indirimleri gibi) düşük fiyat uygulamakta ve esnaf ve sanatkâr için haksız rekabet ortamı yaratılmaktadır.
Devlet ticaretten el çekmeli, bunu özel kesime bırakmalıdır. Haksız rekabetin önlenmesi açısından kamu kurum ve kuruluşlarına ait kantin, kamp, misafirhane, kuaför, lokal gibi yerlerin kendi çalışanları dışındaki kişilere hizmet vermesi önlenmelidir.
9- GIDA SEKTÖRÜNDE SORUMLU YÖNETİCİLİK UYGULAMASI
Gıda mevzuatına göre gıda imalatçıları sorumlu yönetici istihdam etmek zorundadır. Küçük ölçekli esnaf ve sanatkar işletmeleri için ciddi bir yük getiren bu uygulama yeniden ele alınmalı, esnaf ve sanatkar işletmelerinin küçüklüğü dikkate alınarak bu yükümlülükleri kaldırılmalıdır.
10- FEN ADAMLARININ SORUNLARI
Elektrik ile ilgili fen adamları, teorik eğitimin yanında, pratik eğitim de alarak, ülkenin elektrik iç tesis işlerinin tamamına yakınını üstlenmekle birlikte, yaptıkları tesisatların iş bitirme belgelerini imzalayamamaktadırlar. Bu durum, elektrikle ilgili iç tesis işlerinin ehliyetli olmayan kişilerce yapılmasına yol açmaktadır. Bu nedenle, elektrik iç tesisi işlerinin, konu ile ilgili pratik mesleki eğitim alan, elektrik ile ilgili fen adamlarınca yapılması ve imzalanması gerekmektedir.
Elektrik ile İlgili Fen Adamlarının Yetki, Görev ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmeliğin maddeleri işler hale getirilmelidir.
11- USTALIK BELGESİ SORUNU
Esnaf ve sanatkar odalarına ve siciline kayıt olurken ilgililerden ustalık belgesi istenmekte, ticaret odalarına ve ticaret siciline kayıt olan aynı meslek gruplarından bu belge istenmemektedir.
Ustalık belgesi olmayan kişiler zanaatkarlık gerektiren esnaf ve sanatkarlık mesleklerinde bile ticaret odalarına kolayca kayıt olabilmektedir. Ustalık belgesinin artık bir önemi kalmamıştır. Her isteyen istediği tek kişilik işletmeleri dahi ticaret odalarına kayıt olarak açabilmektedir. Zanaatkar olması, işini iyi bilmesi gereken meslek erbabı yerine vasıfsız kişilerin açtığı işyerleri tüketiciler için de tehdit oluşturmaktadır.
Haksız rekabet yaratan bu uygulama nedeniyle TESK ve teşkilatı üye kaybetmekte ve örgüt yapısı zayıflamaktadır. Bundan daha da önemlisi mesleki eğitim sistemi bu düzenlemeden büyük zarar görmektedir.
Ustalık belgesi sorunu ilgili bakanlıkların da katılımı ile çözülmelidir.
12- KARAYOLU TAŞIMA KANUNU
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği ulaştırma sektörü için şoför ve nakliyeci esnafının yerine getiremeyeceği kadar ağır şartlar öngörmektedir. Taşımacılık yapabilmek için zorunlu olan yetki belgelerinin ücretleri çok yüksektir. Ayrıca, söz konusu Kanunun ve yönetmeliğin uygulanmasında pek çok problemle karşılaşılmaktadır.
Söz konusu Yönetmeliğin sadeleştirilmesi ve esnaf ve sanatkarları mağdur eden düzenlemelerin kaldırılması zorunludur.
13- BELEDİYELERİN TİCARET YAPMASI
Belediyelerin Devlet imkanlarını kullanması ve haksız rekabet yaratarak illerde “halk ekmek fabrikaları” kurmaları, fırıncı esnafını büyük sıkıntılarla karşı karşıya getirmektedir. Doğru olan ekmek üretiminin bu işi, iş olarak benimseyenlerce yapılmasıdır. Belediyelerin “halk ekmek fabrikalarının” özelleştirilmesi ve bu özelleştirmede fırıncı esnafının yer almasının, hem ucuz hem de kaliteli ekmek üretimi açısından gerekli olduğu aşikardır. Özelleştirme öncesinde, odalardan birer yetkilinin bu şirketlerde yer alması halinde fırıncı esnafı haksız rekabetten korunma imkanı bulabilecektir.
14- HAKSIZ REKABET
Esnaf; büyük işletmelerin, kamu kurumlarının ve belediyelerin haksız rekabet ile karşı karşıyadır. Birçok sektörde büyük birkaç işletme tekel gibi hareket etmekte, piyasayı elinde tutmakta ve istediği gibi yönlendirmektedir. Aynı zamanda bu işletmelere Devlet tarafından da çeşitli indirimler, teşvikler verilmektedir.
Özellikle ağaç işleri sektöründe görülen bu haksızlığın giderilebilmesi için sektördeki küçük işletmeler korunmalı, küçük zanaatkarın yaşamasını sağlayacak önlemler alınmalıdır.